Geçtiğimiz sene 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü'nde bir pankart hayli dikkat çekmişti: "Süt Tecavüzdür!" Üzerine çokça konuşuldu. Kimileri desteklerken kimileri temeldeki benzerliği gözden kaçırdı. Kimileri ise nefret söylemi ile ortaya çıktı.
— VeganTürkiye (@VeganTurkiye) March 8, 2015
"Kadının adı yok" diyoruz ya esasında ayrımcılığın ve köleleştirmenin adı, türü, cinsel kimliği yok. Kadına yönelik şiddetin yansıması; süt endüstrisinde insan dışındaki hayvanlara tecavüz, onları yavrularından ayırma, mezbahada şiddet ve ölüm ile kendini gösteriyor.
(Kaynak: 2015 - Derin Ekoloji)
Hayvanların birer "kişi" olduğunu göz ardı etmek, insanın doğaya yabancılaşmasının hem sebebi hem sonucu elbet. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü yaşam alanları kısıtlanan, yok edilen, yaşam hakları elinden alınan, fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz bırakılan tüm kişiler için anlamlı bulmanın ötesinde bir yol görünmüyor. Eril şiddet, mezbahalardan, kürk çiftliklerinden, hayvanlı sirklerden yükseliyor.
Bu yüzden "Süt tecavüzdür" ve bu yüzden dayanışma ancak türler arası ayrımcılığa karşı ise dayanışma kavramına hakkı verilmiş olur.
İlgili yazılar:
8 Mart'tan: Süt Tecavüzdür
İlgili yazılar:
8 Mart'tan: Süt Tecavüzdür
*Metnin tamamı VeganTürkiye'ye aittir. Yararlanılan kaynaklar ve alıntılar bağlantılarla gösterilmektedir.
0 Yorumlar